''When you have to shoot, shoot. Don't talk.'' - Tuco

16.1.11

Amadeus


Yeni izledim. Evet izlemeye çekiniyordum.  Neden çekiniyordum? Çünkü elimdeki Director's Cut versiyonu 3 saatti. Şu ana kadar ne 3 saatlik filmler izledim gazıyla başladım. Ancak bana bu gazı esas veren son zamanlarda klasik müziğe olan ilgimdeki artış. Nota bilgim çok zayıftır. Ancak herkes klasik müzikten anlayacak diye bir şey yok. Seviyorum dinliyorum. İyikide seviyorum. Böyle bir filmi izleme şansını bana verdi çünkü. Girişi neden bu kadar uzattım? Neden bu kadar övdüm? Çünkü övülmeyecek gibi değil. Tam bir başyapıt. Nesinden bahsetsem yetersiz gibi geliyor. Mükemmel çünkü.

Çevremdekiler soruyordu: ''Yahu bu kadar çok film izliyorsun. en sevdiğin, bu film 1 numaram dediğin film ne?''  Bendeki cevap: ''Ik mıkh. Ya aslında o konuda pek düşünemedim. Çok iyi filmler var. Bla bla..'' Ancak iki günden beri bir numaramı buldum. Çok mutluyum. Milos Forman'ın 1984 yapımı Amadeus'u. Evet, işte bir numaram bu. Yeni filmler izledikçe bu durum değişir belki. Belkide henüz filmin havasından kurtulamadım. Fakat bu hava geçecek gibi durmuyor. Tamam Boondock Saints'i izledikten sonra 1 hafta ''Il nomeni patri et fiili spiritu sancti'' diye dolanıyordum etrafta ama o durumda geçti. Güzel film miydi? Güzeldi ama havası azaldı. Bu öyle değil. Bu iyi.

Çok konuştum. Gelelim filme;
Filmimiz yaşlı bir adamın Mozart! Mozart! diye haykırışlarıyla başlıyor. İşte intihara teşebbüs eden ve haykıran bu yaşlı adam bize bütün bir film boyunca eşlik edecek, filmi bize kendi gözünden gösterecek, filmin kötü adamı. Antonio Salieri. (F. Murray Abraham)

Antonio Salieri (F. Murray Abraham)

Antonio Salieri, çocukluğundan beri müzisyen olma arzusuyla yanıp tutuşan ancak babasının engellemeleri yüzünden müziğe geç yaşta başlayan bir müzisyen. Ancak bu sevgi o kadar büyük ki babasının ölümünü bile ''mucize'' olarak nitelendiriyor.

Salieri büyüyor ve önemli bir müzisyen oluyor. Kapellmeister olarak tabir edilen Saray Müziğinin başına geçiyor. Ancak Wolfgang Amadeus Mozart'ın (Tom Hulce) gelmesiyle her şey değişiyor. Zaten film buradan sonra başlıyor.


Filmin teknik durumu hakkında konuşmaya lüzum görmüyorum. Neden görmüyorum? Zaten her şey harika. Bir film düşünün ki müziğini Mozart yapıyor. Kıyafetler, diyaloglar, atmosfer, oyunculuklar harika. İşte bu Amadeus.

Mozart çok küçük yaştan itibaren babası Leopold Mozart (Roy Dotrice) tarafından eğitilen, saraylarda çalan ve yaşının küçük olmasından dolayı deha olarak gösterilen bir müzisyen. Ancak tavırları ve ergen hareketlerinden dolayı Salzburg'ta daha fazla istenmez ve o da Müziğin Beşiği olarak nitelendirilen Viyana'ya gelir.


Mozart bir süre Salieri'ye ağır basmaya başlar. Ancak Salieri'nin derdi, Tanrının böyle bir yeteneği nasıl olurda böyle bir serseme verdiğidir. Zaten bu durumu anladıktan sonra aşırı dindar olan Salieri bile Tanrıya sırtını döner ve dinden uzaklaşır. Kendisi artık rakip olarak tanımlar. Çünkü Mozart Tanrının müziğini dünyada dinletmesi için gönderilmiş elçisidir. Hatta bir sahnede Salieri bu durumu şöyle dile getirir:

-"tanrım bu bana nasıl bir cezadır ki bu adama böyle bir yetenek verdin, bana ise sadece bu yeteneği anlayabilecek kadar bilgi verdin."

Zaten Mozart'ın büyüklüğünü bize filmin başında Salieri ile Peder arasındaki konuşmada görürüz.
 
Salieri Mozart'ın bir eserini çaldıktan sonra.. 
Peder 
-Oh, I know that!  That's charming!  I didn't know you wrote that.
Salieri 
-I didn't.  That was Mozart.  Wolfgang Amadeus Mozart.



İşte film Salieri'nin Mozart'a olan hayranlığını, kıskançlığını ve 
Mozart'a yaptıklarını göstererek devam eder. Salieri Mozart'ı 
çeşitli oyunlarla diz çoktürmeye çalışır. Bir yandan da Mozart'ın 
çektiği sıkıntıları ve eşi Constanza ile olan ilişkilerini izleriz. 
Konuyu hızlı bir şekilde bitirdim çünkü daha fazla spoilera gerek yok.

Küçük notlar ekleyeyim;
Mozart'ın böyle bir gülüşü olduğunu gerçekten bilmiyordum. Başta bana inanılmaz geldi. Ancak biraz araştırınca bazı kaynaklarda bu inanılmaz gülüşünden bahsedildiğini gördüm.


Filmin başından beri kendi kendime ''Bu Salieri ne kadar tanıdık.'' dedim ve Scarface'de oynadığı ortaya çıktı.  
Birde eğer Director's Cut versiyonunu izlerseniz, Mozart'ın köpekleri olan bir zanginin evine ders vermeye gittiği ve Constanza'nın Salieri'nin önünde soyunduğu sırada Salieri'nin onu kovduğu sahneleri izleyebilirsiniz.

Son olarakda Mozart ilk konçertosunu 4, ilk senfonisini 7 ve ilk operasını da 12 yaşında bestelemiştir.

Filmin senaryosuna da buradan ulaşabilirsiniz >> Amadeus

Filmin kurgu bölümleri de mevcuttur. Sonuçta film. Belgesel değil. Yani Salieri o kadar da gösterildiği gibi aciz bir müzisyen değildir. Yine çok büyük bir müzisyendir ve Beethoven, Schubert gibi isimleri öğretmenidir.

Film hakkında söylenebilecek başka bir şey yok. Kesinlikle izlenmesi gereken muhteşem bir film. İzleyin İzlettirin.

İyi seyirler...

3 yorum:

  1. çok güzel bir blog, keşfettiğime sevindim.

    Amadeus benim de "en" lerim arasındadır, tekrar izleyesim geldi...

    YanıtlaSil
  2. ilgilenip böyle güzel bir yorum yazdığınız için teşekkür ederim. umarım ilginizi çekmeye devam eder.

    YanıtlaSil
  3. "ohaaa çok güzel bi blog buldum" diye geçirirken içimden, amadeus u yeni izlediğini görüp çok şaşırdım . yorumlarını sevdim. film seçimlerin(beğenilerin) de çok hoş. pederin salierinin eserini hiç duymamış olması ama mozarta bunu biliyorum diye hemen atılması beni keyiften dört köşe yapmıştı. alıntını görünce bunu da eklemek istedim.

    sevgiler.. (:

    YanıtlaSil