''When you have to shoot, shoot. Don't talk.'' - Tuco

12.6.11

Monty Python and the Holy Grail - Monty Python ve Kutsal Kase

 
Gelmiş geçmiş en absürd komedi filmlerinden biri desek yanılma payımız hiç yok. ''Kaç tane absürd komedi izledin?'' desen ''Az'' derim ama Python'lar öyle bir işe imza atmış ki bunu gayet emin bir şekilde söyleyebilirim. Yalnız belirteyim; Python'ların bu absürd komedisi o kadar zekice o kadar yaratıcı ki kesinlikle laf söylenemez. Tabi bu değerlendirmeleri yaparken öncelikle filmin 1975 yapımı olduğunu ve bu tip mizah anlayışının öncüleri olan bir grubun elinden çıktığını belirtmek gerekir. Yalnızca son 10 yılın yapımlarıyla ilgilenmiş millenium izleyicisinin ilgisini çekmeyebilir hatta çok farklı damgalar yiyebilir. Ancak yazının devamında vereceğim örneklerden anlayacaksınız ki bu adamlar kendi alanlarının geleceğini değiştiren adamlar. Komediyi değiştiren adamlar...

Yazıya başlarken öncelikle bilmeyenler için Monty Python hakkında bilgi vereyim: 1969 yılında 6 üyesi ile BBC de skeç şovleri yapan bir komedi grubu Monty Python. Aktif oldukları yıllar içerisinde birçok gösteri, sinema filmi, tv şovuna imza atmış ve o zaman bile komedi dünyasına damga vurmuşlardır. Tabi ki her şey bu kadar basit değil ama daha fazlasını merak eden varsa googlelar olur biter. Umarım küstah olarak nitelendirilmem.

Gelelim filmimize: İngilizlerin kendileriyle bağdaştırdığı Kral Arthur Efsanesi'ni temel alarak bunun üzerinden hikayelerin geliştiği bir film. Filmimiz Kral Arthur olduğunu iddia eden ancak atı bile olmayan Kral Arthur ile başlıyor. Tabi ilk olarak burada kafanız karışıyor çünkü Arthur ata binmiyor çünkü at yok. Bu kafa karışıklığı bütün film boyunca sürecek anlamsız bir gülümsemenin yüzünüzde belirmesi için yeterli.


Dediğim gibi Kral Arthur diyar diyar dolaşarak Yuvarlak Masa Şövalyelerini toplayarak işe koyulmak istiyor. Tabi hepsini teker teker buluyor. Tahmin edeceğiniz üzere hiçbir şövalye beklenildiği gibi değil. Film hakkında ne kadar konuşursam konuşayım spoiler verme imkanım o kadar sınırlı ki rahat olmamam için bir sebep yok.

Filme ismini veren Kutsal Kase bildiğimiz Hristiyanlık dini için kutsal kabul edilen kase. Alakası ise Tanrı tarafından Kral Arthur ve şövalyelerine kutsal akseyi bulma görevi verilmesi. Filmde bundan sonraki olaylar karakterlerimizin arayış maceraları üzerine odaklanıyor.


Pyhonlar filmde halkın o zaman için kolay kolay dile getiremeyeceği konular üzerinde çalışmış. Din, politika, Fransız-İngiliz ilişkileri, efsanelerin saçmalıkları gibi birbirinden sağlam konular bunlar. İngilizce öğretmenimden öğrendiğim kadarıyla - kendisi ingilizdir - film vizyona girdiğinde sinema salonlarının önünde din adamları insanları filme girmemeleri için uyarmış. Bu durum elimizdeki en büyük kanıt olsa gerek.  




Akılcılığı ve yaratıclığıyla baştan sona filmi gülücükler yer yer kahkahalarla izlemenize neden oluyor ancak esprileri daha dengeli dağıtabilselermiş çok daha iyi olurmuş. Gerçi bazı sahnelerde aldığımız reaksiyonun gazı bizi bütün film götürüyor ki bu ''bazı'' öyle yavana atılacak gibi değil. Bana göre filmin patlama anı Truva Tavşanıydı. O sahneyede dikkat lütfen.Birde Arthur ile sendikalist köylünün tartışması muhteşem.

Filmdeki etkenler Çılgın Korsan Jack çizgin filminden tutunda Warcraft oyunlarına kadar birçok kesimi etkilemiş. Bu kesimlere İngiliz komedi anlayışı ve gelecek komedi filmleri de dahil. Zaten Python'ların en önemli özellikleri de bu.
Sir Robin - Üç Kafalı Şövalye

Yazıyı filmde Sir Robin'in ozanları tarafından söylenen dizelerle bitirmek istiyorum. Kayıtlara geçsin.
 
bravely bold sir robin, rode forth from camelot.
he was not afraid to die, o brave sir robin.
he was not at all afraid to be killed in nasty ways.
brave, brave, brave, brave sir robin!
he was not in the least bit scared to be mashed into a pulp,
or to have his eyes gouged out, and his elbows broken.
to have his kneecaps split, and his body burned away, and his limbs all hacked and mangled, brave sir robin!
his head smashed in and his heart cut out,
and his liver removed and his bowls unplugged,
and his nostrils raped and his bottom burned off, and his penis...-- 
Robin: that's -- that's, uh, that's enough music for now, lads. looks like there's dirty work afoot.

İzleyin, izlettirin, iyi seyirler...

Not: Tanrı'nın kime benzediğine dikkat.
Not: Baştaki jeneriği geçmeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder