''When you have to shoot, shoot. Don't talk.'' - Tuco

9.8.11

Dead Poets Society - Ölü Ozanlar Derneği




‘’O Captain My captain!’’* diye sesleniyor Todd Anderson. Öğrenciler bu hareketle beraber cesaretlenip teker teker sıraların üstüne çıkıyorlar. Bazıları korkuyor ama içlerinden diyorlar ki ‘’Carpe Diem ulan!’’. Edebiyat öğretmenler Bay Keating bakıyor gururla. Eserini görüyor. Bir yandanda anı yaşatmayan öğretmen etrafta dolanıp başarısız bir şekilde öğrencileri yerine oturtmaya çalışıyor ‘’Oturun yerinize!’’ama nafile. Kalkmayanların ise öğretmenin yüzüne bakacak cesareti yok. ‘’Teşekkürler çocuklar!’’ diyor Bay Keating ve bitiyor her şey. Gayda eşliğinde müzik arka fonda çalıyor.


Şimdi gelelim her şeyin başına. Böylesine dramatik bir finale sahip bir film nasıl olabilir? Bu arada finali verdim ama siz tabi ki yılmayıp izleyeceksiniz. Böyle bir film güzel olabilir evet. Gaz olabilir, hüzünlü olabilir, umut verici veya hayal kırıcı olabilir. Ya da hepsi bir arada olabilir. Evet, hepsi bir arada olabilir.

Welton Lisesi yeni bir öğretim yılına başlıyordur. Başarısıyla övünen, öğrencilerinin büyük kısmını her sene Ivy League’e* sokmakla meşgul bir okul. Yeni edebiyat öğretmenleri Bay Keating(Robin Wiliams). – Evet finaldeki adam – Yine bu okuldan mezun. Okulun gelenek haline gelmiş bir açılış seramonisi var. Gelenek, onur, disiplin ve mükemmellik üzerine kurulmuş ahlaki temelleri var. Düşününce oldukça sert. Keating’e göre değil. ‘’Ama Keating’de bu okulda okumadı mı nasıl yani?’’ öyle yani.

Keating’in dersleri farklı. Belkide daha önce hiç görülmemiş şekilde. Her fırsatta öğrencileri kendi olmaya çağıran, beğenmedi bölümleri kitaplardan yırttıran, bahçeye çıkıp ders yapan bir öğretmen. Bunları da latince ‘’Anı yaşa’’ anlamına gelen ‘’Carpe Diem’’ felsefesi üzerine oturtmuş.

Carpe Diem olayı film boyunca bütün öğrencilerin ne kadar bastırılmış bir şekilde yaşadıklarını gösteriyor bize. Hepsi başlıyor açılmaya. Kendi hayallerini ortaya çıkarıyorlar yavaş yavaş. Ölü ozanlar derneği’ni tekrar canlandırıyorlar. Keating mi? Haberi bile yok. 

Hayata farklı bir açıdan bakmamızı tembihleyen, çoğunluğun bir elemanı olmamamızı öğütleyen bir felsefe. Hoi Polloi'den* uzak dur. Kendin ol.

 Todd mesela. Başarılı ağabeyinin izinden gitmek zorunda hissetirilen ama o bunu istemeyen, zaten o kadar da başarılı olamayan bir öğrenci. Ailesinden uzak ve ailesinin ona geçen sene aldığı şeyi unutup tekrar aldığı bir çocuk. Yazık di mi?


Kimi oyunculuk yapmak istiyor, kimi şiir yazıyor, kimi hoşlandığı kızın peşinden koşuyor. Biri oluyor Nuwanda. O zaten kopmuş. Her şey çok güzel. Hayattn farklı beklentileri olan gençler daha bir umutlu. Welton’ın, ailelerinin, öğretmenlerinin, sosyal yaşamın baskılarına karşı dik durmaya çalışıyorlar. Gerçek böyle mi oluyor? Hayır. 

Bir sahnede Neill’ın babası okulda fazla sosyal aktiviteye katıldığı için onun faaliyetleri azalttığını söylüyor. Neill tabi ki karşı çıkıyor. Babası tıp okulunu kazanana kadar ne derse o olacağını ondan sonra istediğini yapabileceğini söylüyor. Haklı mı? Belki ama gençlik ateşiyle yanıp tutuşan özgür bir ruhun için tam bir hapis hayatı.

Öğrenciler başlıyor Carpe Diem aşağı Carpe Diem yukarı. Filmin ortalarında ortam o kadar coşkulu ki o kadar mutlu ki. Adamlar anı yaşıyor. İstediklerini yapıyorlar. Bir bakıma da her şeyin arkasında Keating var.


Gelelim filmin sonuna. Ne demiştik ‘’O Captain My Captain!’’ Herkes ayakta anı yaşıyorlar. Ne oldu peki? Neill mı? Sonu iyi olmadı. Nuwanda? Atıldı. Öğrencilerin arası bozuldu grubu dağıldı. Keating? Kovuldu. Anı yaşadılar ve sonu bu.

Keating’in amacı bu muydu? Gördüğü  bu ezilmiş gençliğe anı yaşatıp ögür kılmak mı? Belki de. Belki de öğrencilere anı yaşamanın sonuçlarını göstermek istedi. Ya da çevre onlara gösterdi. Belki de Neill’ın babası haklıydı. Okulunu okuyana kadar anı yaşama. Sonra ne istersen yap. Keating’de öyle yapmıyor muydu? O da Welton’dan mezun değil miydi? Ancak bir bakmışız öğretmenken istediğini yapıyor. Burada istedğinden kastım kendine göre doğruları yapıyor olması. Her şekilde yorumlanabilir.

Ölü Ozanlar Derneği mi? Keating’in zamanında kurduğu geceleri okulun yakınındaki bir mağarada toplanan bir klüp. Bizim meraklı öğrencilerimiz öğrenip tekrar diriltiyorlar. 



Filmde Ethan Hawke’ın gençliğini görüyoruz  ‘’vay canına!’’ diyoruz. Seramoni sahnesinde yuıkarıda Türk bayrağı görüyoruz ‘’ilginç’’ diyoruz. Yapım yılı olan 1989 a bakıyoruz ‘’şimdi amma büyümüşyüt bu gençler’’ diyoruz.

N.H Klein baum’un aynı adlı eserinden uyarlanmış bir film. Yeri gelmişken onu da okuyun iyi gelir.

İşte böyle bir film Dead Poets Society. Umut veriyor ama o umudu patlatmasını da biliyor. Adeta yüzümüze vururcasına. ‘’Gerçekte bak böyle olabilir dikkat et’’ dercesine. Yine de Carpe Diem!

İzleyin, izlettirin, iyi seyirler...


Not*: O Captain My Captain! Lafı Walt Whitman’ın Abraham Lincoln’e yazdığı bir şiir. Bay Keating de öğrencilerin ona böyle seslenmelerini istiyor.

Not*: Ivy League ABD'nin kuzeydoğusundaki sekiz vakıf üniversitesinin oluşturduğu birlik. Elit okullar var bu birlikte. 

Not*: Hoi Polloi. Yunanca sürü, çoğunluk anlamına geliyor. Yalnızca kitapta mı var yoksa filmde de var mı tam kestiremiyorum.

8 yorum:

  1. çok güzel çok güzel :)

    YanıtlaSil
  2. Bazen hic tanışmasaydık diyorum.Çünkü tanışmasaydık dünyada senin gibi biri olduğunu bilmeden uyuyabilirdim

    YanıtlaSil
  3. Ölü Ozanlar Derneği ---- SÜPEER Bİ FİLM <3 mimlendiiin.

    YanıtlaSil
  4. kitabını okumuştum bir çırpıda, filmini edindim fakat halen izlemedim, sanırım kitap kadar etkileyici olmamasından korkuyorum.

    YanıtlaSil
  5. korkmanıza gerek yok. bazı yerler dışında kitap ile film arasında büyük bir fark yok. zevkle izleyebilirsiniz. ancak her zaman kitap daha makbuldür derim. ilgilenip yorum yazdığınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. Selam Filmin Kötü Adamı:)

    Profesör Mr. Keating'in bir hayranı olarak Hayal Kahvem'e epeyce yazı yazmıştım. Beğeniyle okuduğum yazınıza, ilgilenip okumak isterseniz birini iliştireyim istedim.. Şöyle:)

    http://hayalkahvem.blogspot.com/2011/07/hayat-cevap-ver-bana-yasamn-anlam-nedir.html

    YanıtlaSil
  7. Sizede selamlar,
    Yazınızı okudum. Çok hoş, sıcak bir yazı olmuş. Beğendiğiniz için teşekkürler.
    Profilinizdeki e-mail adresinden sizinle iletişime geçtim. Bakarsanız sevinirim.

    YanıtlaSil
  8. Beğenmenize sevindim. Bana sizden gelen bir mail yok.

    YanıtlaSil